Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Av.Ali Güvenç KİRAZ 27.06.2016 
tarihinde değişen 6306 Sayılı yasanın uygulama yönetmeliğini açıkladı.
 27.10.2016 tarihinde yayımlanan Resmi Gazete ile; Kentsel dönüşüm 
sürecinde yaşanan sıkıntıların büyüklüğü nedeniyle neredeyse 
yönetmelikte çok ciddi ve süreci hızlandıran değişikliklerin yapıldığını
 ve artık neredeyse jet hızında bir kentsel dönüşüm süreci 
yaşayacağımızı görebiliriz. Buna göre;
 1- Riskli alanlarda 
Danıştay’ın iptallerinin önüne geçebilmek için planlama ve alt yapı 
hizmetleri yetersiz, imar mevzuatına aykırı, alt yapı ve üst yapıda 
hasar meydana gelmiş bölgelerde bu kriterlerden biri veya birkaçının  
%65’ı oranında bir bozulma meydana gelmiş ise artık bu bölgeler Riskli 
Alan olarak ilan edilebilecekler.
 2- Riskli alan ilanlarında en 
az 15.000 m2 olması gerektiğine ilişkin hüküm değiştirilmiş olup bu 
zorunluluk kaldırılmıştır. Böylece m2 sınırı olmaksızın her bölgede 
riskli alan ilanı diğer kriterleri taşıması şartıyla ilan 
edilebilecektir.
 3- Riskli yapı tespiti yapacak olan kuruluşlarda
 çalışacak olan personele Çevre ve Şehircilik Bakanlığından sertifika 
alınması zorunluluğuna Bakanlık tarafından belirlenecek kurum ve 
kuruluşlarca da sertifika düzenleme hakkı getirilmiştir.  Yine 
üniversitelere tanınan sertifika muafiyeti sadece akademik personelle 
sınırlandırılmıştır.  Riskli yapı tespiti yapacak olan lisanslı tüm 
kuruluşlar en az 1 inşaat mühendisi çalıştıracaklardır.
 4- Riskli
 yapı tespitine ilişkin esaslar netleştirilmiş olup kendi başına 
kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve 
insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet 
etmelerine yarayan yapılar ile hayvanların ve eşyaların korunmasına 
yarayan yapılar girecektir. İnşaat halinde olup ikamet edilmeyen 
yapılar, metruk veya statik bakımından yapı bütünlüğü bozulmuş yapılar 
riskli yapı tespitine konu edilemeyecektir.
 5- Riskli yapı 
tespiti başvurusunda bulunmak için dilekçe, kimlik fotokopisi ve güncel 
tapu durum belgesi istenecektir. Eski hali ile tapu kaydı yeterli 
değildir. Tapudan giderek güncel tapu durum belgesi istenip ilgili 
lisanslı firmaya ibraz edilmelidir. Kat irtifaklı veya kat mülkiyetli 
olmayan yapılarda yani arsa paylı binalarda riskli yapı tespiti arsa 
payı sahibince yaptırılacaktır. Yine arsa başkasına yapı başkasına ait 
ise bu durumda tapuda yapı sahibi lehine şerh olması şartı ile yapı 
sahibi riskli yapı tespiti yaptıracaktır.
 6- Riskli yapılarda 
tapuda kayıtlı malik ölmüşse mirasçılık belgesi çıkarmaya, KAYYUM 
ATAMAYA veya yine tapuda son kayıtlı malik adına işlem yapmaya Bakanlık 
yetkilidir. Maliki ölmüş taşınmazlarda mahkemelerde yaşanan büyük sorun 
çözülmüştür. Müdahale talepleri ile yol almaya çalışan apartmanlarda 
artık KAYYUM ATAMA yetkisi Bakanlığa verilerek çok büyük bir sorun 
çözülmüştür.
 7- Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamına 
giren taşınmazlarda da artık kentsel dönüşüm uygulaması 
yapılabilecektir. Burada yapının sahibi veya sahiplerinden birisi 
talepte bulunacak riskli yapı tespiti edildikten sonra uygulama da 
kuruldan alınacak kararla yapılacaktır.  
 8- KİRACILARA ve 
SINIRLI AYNİ HAK SAHİPLERİNE YAPILMAYAN TAHLİYE BİLDİRİMLERİ ARTIK 
GEÇERSİZDİR. Kiracısı olan veya sınırlı ayni hak sahibi olan (intifa, 
oturma hakkı, üst hakkı vb) mal sahipleri belediyelerden gelen tahliye 
sürelerini Kiracılarına ve Sınırlı ayni hak sahiplerine bildirmek 
zorundadır. Bir önceki yönetmelikte yaptırımı olmayan bu durum artık 
yapılamadığı takdirde süreleri başlatmayacaktır. Yani kiracınız var ve 
ona elden, noter vb. yollar ile tahliye bildirim yazısını 
göndermemişseniz süre belediye tarafından yeniden başlatılacaktır.
 9- Tahliye süreleri sonunda elektrik, su, doğalgaz hizmetlerinin 
durdurulması zorunlu hale getirilmiştir. Hiçbir belediye bu yazıyı 
yazmaktan imtina edemeyecek yine hiçbir elektrik, su veya doğalgaz 
idaresi işlemi yapmıyorum diyemeyecektir.
 10-  Mevcut tahliye 
süreleri sonunda yıktırılmayan binalar ile ilgili artık maliklerin 
anlaşmalarının beklenmesi insiyatifi tamamen kaldırılmıştır. 2 aylık 
denetimler yapılacak ve yıktırılmayan binalar Afet Riski sebebiyle 
kolluk kuvveti desteği ile mülki amirlikçe yıktırılacaktır. Bir önceki 
yönetmelikte var olan durum apartman veya sitelerde 2/3 ile anlaşma 
sağlanamaması sebebiyle aylar ve yıllara varan uzamalara sebebiyet 
veriyordu. Artık bina veya bloklarda yapılan denetim ile yıkılamayan 
bina idare tarafından derhâl yıktırılacaktır.
 11- Riskli alan 
veya riskli yapılarda artık YAPI YIKILMADAN  2/3 İLE KARAR 
ALINABİLECEKTİR. Yine 2/3 kararı ile yapı yıkılmadan önce imar adası 
bazında uygulama yapılmasına, tevhid, terk, ifraz, taksim, ihdas ve 
tapuya tescil işlemlerini yürütebilecektir. Yargıtay’ın bize göre yanlış
 olarak yorumlayarak Kat Mülkiyeti kapsamına sokarak toplantıları iptal 
kararı vermesi artık geçersiz hale gelmiştir. Özle bir kanun olan 6306 
sayılı yasa ile riskli yapı tespiti kesinleşmiş olmakla artık yapılan 
toplantılar taşınmaz yıkılmadan yapılabilecek ve bunun haricinde yine 
yukarıda belirtilen kararlar alınabilecektir.
 12- Bir parselde 
mevcut Bloklu yapılarda riskli yapı tespiti yapılmamış yapılar ayrılarak
 riskli yapı tespit edilmiş yapılar üzerine şerh işlenecek olup yine 
uygulamada da parsel tamamı üzerinden değil riskli yapı tespit edilen 
yapı maliklerinin toplamının 2/3 çoğunluğu ile karar verilecektir.
 13- Arsa sahipleri ile yükleniciler arasında düzenlenen kat karşılığı 
inşaat sözleşmelerinde kurulacak kat irtifakı veya kat mülkiyeti 
tesisleri hak sahipleri adına talep edilirse Bakanlık, TOKİ veya İdare 
tarafından yaptırılabilecektir. Bu durumda hak sahibine özgülenmiş 
bağımsız bölümün mutlaka projede gösterilmiş olması gerekmektedir.
 14- 2/3 ile alınan karara iştirak etmeyen 1/3 arsa payının açık 
arttırma sureti ile satılması için ARTIK BİNANIN YIKILMIŞ OLMASI ŞARTI 
KALDIRILMIŞTIR. Böylece 2/3 ile karar alınması ve  toplantı sonrasında 
karara katılmayanlara 15 günlük uyarı ihtarnamesinin gönderilmiş olması 
yeterli hale getirilmiştir. Kentsel dönüşümde yaşanan en büyük 
problemlerden bir tanesi böylece çözüme kavuşmuştur. Maliklerin tahliye 
sıkıntısı ve müteahhitlerin kira ödeme zorunlulukları nedeniyle yıkımı 
geciktirme isteklerine bir çözüm bulunmuş olup yıkım yapılmadan açık 
arttırma satışı yapılabilecektir.
 15- Yine çok önemli bir 
düzenleme yapılmış olup açık arttırma ile satış yapıldıktan sonra 
sözleşme veya sözleşme eki belgeleri iptal ederek yeniden satışa 
çıkılması yani satışın tekrar edilerek sürecin uzatılması yolu tamamen 
kapatılmıştır. Buna göre ihaleye katılarak sözleşmeyi imzalayacağını 
beyan eden arsa sahibi sözleşmeyi imzaladıktan sonra sözleşme veya 
eklerinden herhangi birisini iptal ederse 90 günlük süre içerisinde en 
yüksek bedeli teklif etmiş olana ve o kabul etmezse sırayla diğerlerine 
satış yapılacaktır. Bu durumda artık satış tek işlem haline getirilmiş 
olup 2.veya 3.satışların yapılması ihtimali ortadan kalkmıştır.
 
16- Riskli yapılarda kira yardımı 18 ay riskli alanlarda ise 36 ay 
olarak belirlenmiştir. Daha önce kısıtlama getirilen durum 
değiştirilerek maliklere, kiracılara veya sınırlı ayni hak sahiplerine 
sahip oldukları veya kullandıkları kanun kapsamına giren bütün 
yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilecektir. Kira yardımı tahliye 
tarihinden itibaren 1 yıl içinde talep edilirse geçerli olarak kabul 
edilecektir.
 17- Harç muafiyetine yönelik olarak belediyelerin 
almış oldukları harç ve ücret muafiyeti kaldırılmış olup belediyeler 
harç almaya devam edeceklerdir.
 Çok önemli değişiklikler içeren 
bu yönetmelik değişikliği ile birçok soruna çözüm bulunduğu görülmüştür.
 Ancak tapu, belediyeler ve Bakanlık tarafından yapılan tebligatlar ve 
yine sorunlu taşınmazlarda yaşanan süreci tıkayan düzenlemeler konusunda
 ve nihayet değerleme kriterlerinin uygulanması konusundaki zorunluluğun
 uygulanamıyor olması eksiklikler olarak görülebilir.
Gayrimenkul Bilgi Bankası
Gayrimenkul Bilgi Bankası
11 Kasım 2016 Cuma
Kat Bahçesi Emsal Kullanım Alanına Dahil Edilebilir mi?
Yeni inşa edilen konut projelerinin hemen hemen hepsinde yer alan kat bahçeleri, hem görkemli bir binada yaşayıp hem de doğa ile iç içe olabilme imkânı sunuyor. Peki, kat bahçesi emsale girer mi?
Kat bahçesi emsale girer mi?
Arazi yetersizliği yüzünden betonarme yüksek binalar yapıldıkça ortaya çıkan, balkon tarzı bahçeler; Kat bahçesi olarak ifade ediliyor.
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği kapsamında kat bahçeleri hakkındaki yasal esaslara yer verilmektedir. Peki, ilgili yönetmeliğe göre kat bahçesi emsale dahil edilebilir mi veya edilemez mi?
Binalarda yeşil bir görünüm elde etmek ve bina içinde yeşil doku ile iç içe yaşanmasını sağlamak amacıyla yapılan kat bahçeleri, ortak alan olarak yapılabildiği gibi bağımsız bölüme de ait olabiliyor.
Bağımsız bölüme tahsis edilmesi halinde kat bahçesi, binanın net kullanım alanına değil, bağımsız bölümün brüt alanına dâhil ediliyor.
Planlı alanlar tip imar yönetmeliğine göre; bulunduğu katın emsale dâhil alanının toplam %20’sini geçmemek koşuluyla kat bahçeleri emsale dâhil edilmiyor.
Kiracılar Dikkat: Kiralar Artık Bankaya Yatırılacak!
Evini veya işyerini kiralayanlar için, kira borcunu banka aracılığıyla tahsil etmek artık zorunlu oldu. Yasaya uymayanlara ceza kesiliyor. Kirayı elden veren kiracılar sürpriz ile karşı karşıya kalabilirler. Kira başına düşen en düşük ceza bedeli 340 lira olarak belirlendi.
Bir ev ya da işyerinin kiraya verilmesi halinde kiracıların kira bedelini ne şekilde ödemesi gerektiği hakkında bilgi, Vergi Usul Kanunu ile açıkça belirtilmektedir. Çıkan yasaya göre; 500 liranın üstündeki ev kiralarının banka veya PTT aracılığıyla ödenmesi şart koşuldu. Bu limitin altındaki kira bedelleri ise elden ödenebiliyor.Fakat işyeri kiralarında 500,1000 lira gibi bir limit belirtilmedi. İşyeri kirası ne kadar olursa olsun kiranın bankaya yatırılması gerekiyor.
Alan da Sorumlu Olacak Veren de Sorumlu Olacak
Banka ve PTT aracılığıyla kira bedeli tahsilatı bir zorunluluk oldu. Amaç kayıt dışı kiralanan evlerin önüne engel koymak. Maliye, denetimlerinde kira bedellerinin elden ödendiğini veya alındığını tespit ederse "özel usulsüzlük cezası" kesilecek. Bu durumdan hem kiracı, hem de kiraya veren mülk sahibi sorumlu olacak. Vergi Kanunu'na göre; ceza ödenmediği takdirde her bir kira tutarının %5'i tutarında ödeme yapılacak.
Kesilecek olan ceza belli bir limitin altına düşmeyecek. 2016 için alt limit; birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı (esnaf) için 1370 lira, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler için 690 lira, bunların dışındakiler için 340 lira olacak. Örneğin; 1000 liraya kiraya verilen konut için ev sahibine uygulamaya aykırı her bir işlem için 340 lira ceza kesilecek. Ceza zamanında ödenmezse iki katına çıkarılabilinecek.
Cezayı Kim Ödeyecek?
Kiraya verilen ev yada işyeri, kira gelirinin banka ya da Posta İdaresi (PTT) aracılığıyla tahsil edilmemesi halinde, cezayı mülk sahipleri ödeyecek. Diğer yandan herhangi bir limit olmadan işyeri kirasının aynı yolla ödenmemesi halinde özel usulsüzlük cezasının muhatabı kiraya verenler ile kiracılar olacak. Yani kirayı elden ödeyen esnaf ile kirayı elden alan işyeri sahibine ayrı ayrı ceza kesilecek.
Esnaflar Dikkat Etmeli!
Kiranın elden ödenmesi konusuna özellikle esnaflar dikkatli etmeli. Bazı durumlarda sadece banka tahsilat makbuzu, kirayı banka aracılığıyla ödediğinize dair delil kabul edilmeyebilir. Dolayısıyla, işyeri kirası ödeyenlerin ileride cezai yaptırımla karşılaşmamaları için, banka dekontları ile yetinmemeleri, kiraya veren kişi, mükellef ise fatura, mükellef değilse ayrıca gider pusulası düzenlemeleri yapmaları gerektiğini belirttiler.
Anayasa Mahkemesi Ne Karar Aldı?
"Özel usulsüzlük cezası"nın kaldırılması talebi üzerine açılan bir dava sonucunda, 11 Ekim 2016 tarihinde Resmi Gazete'de Anayasa Mahkemesi'nin almış olduğu bir karar yayınlandı. Alınan karar da, kira gelirinin banka veya PTT yoluyla yatırılacağı ve tahsil edileceği, buna aykırı davranış sergileyenler için kesilen cezaların ise Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verildi. Yani özetlersek, elden kira ödeyene ve alana para cezası kesilmeye devam edilecektir.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)